Ana içeriğe atla

Değeri en bilinmeyen şehir: Kraków ve asla aklımdan çıkmayacak Auschwitz-Birkenau

Avrupa'da Varşova'dan sonraki ilk durağım Kraków'du. Krakow Polonya'nın eski başkenti, gerçek ten de başkent gibi şehir. Polskibus'tan biletlerimizi kampanyalı aldıktan sonra 6 saatlik yolculuğun ardından akşam saatlerinde Kraków'daydık. Kaldığım hostelin ismi Dizzy Daisy Downtown Hostel'di. Otobüsten inince hostele biraz yürüme mesafesi vardı , yol üzerinde gelirken bir tourist informationdan şehir haritası alıp hostelin adresini sorduk ve görevli harita üzerinde işaretleyip vermişti. 12 kişilik karma bir odada daha önce hiç kalmamıştım . Normalde ses,ışık gibi etkenlere pek aldırmadan uyurum fakat o gece... Uyuyamadım. Adam uykusunda boğuluyo gibiydi horlamasıyla Ne kadar ses yapsam da uyanmadı . Sabah erken uyanıp yeni yerlerin keşfine çıkacağımı bilmek beni heyecanlandırıyor, uyumaya zorluyordu. Uyandığımda saat 9'du . Kahvaltımı yaptıktan sonra günün ilk yarısını Auschwitz-Birkenau toplama kamplarına ayırmıştım. Yaklaşık bir saat süren yağmurlu bir yolculuk sonrası ilk kampa gelmiştim. O günkü havanın kasveti ve yağmuru orada zamanında yapılan katliamların hüznünü , küçük çocukların, kadınların ve yaşlıların umutsuzluğunu içime işliyordu. Kapısında Almanca "Arbeit macht frei" yani çalışmak özgür kılar anlamına gelen söz.. Sıralanmış bloklar, kasvetli hava , resmedilmiş katliamlar , ölüm duvarı...    
 
1940 yılında kurulan Auschwitz I kampı Oswiecim yakınlarındadır. Binlerce insanın yakılıp , gazla boğularak öldürüldüğü kamp...  Cyclon-B gazı ile gaz odalarına giren insanların , krematoryumlarda acıyla can veren "büyüyemeden ölen küçük çocukların" hüznü var bu kampta.  Bu bloklar arasında en takma adı "Ölüm Meleği" olan Josef Mengele tarafından 10. Blok'ta bebekler, ikizler üzerinde bilimsel olmayan araştırmalar yürüttü ve yetişkinler üzerinde zorunlu kısırlaştırma, hadım etme ve hipotermi deneyleri gerçekleştirdi. Böylesine cani sistematik vahşetle öldürülen ve işkence edilen insanların yaşadığı işkence gördüğü yerlerde yürüdüm 2 saat boyunca...

Solda Cyclon- B gazı ile insanların katledildiği , sağda ölümcül deneylerin insan üzerinde denendiğini gösteren fotoğrafları var.

 Blokların içine girdiğimizde daha da ürpertici ve üzücü havayı içime çekiyorum. Saçlarında Cyclon-B gazına rastlanan zavallı insanların saçları ve o saçlardan yapılmış dokuma ürünler . Nasıl yapar insan insana bunları, nasıl içine siner küçücüki günahsız çocukların hayallerini öldürmek...

Hayat Güzeldir(La vita è bella) filminde izlediğim , Giosuè ve babasının gecelerini geçirdiği yatakhanelerin gerçeklerini yakından görmek yaşanaların acımasızlığını yeniden gözler önüne seriyordu. Daha sonra iki kamp arasında çalışan shuttlebus aracılığıyla ücretsiz diğer kampa geçtim. Burada tanıştığım bir gezgin de bu acıların yeniden yaşanmaması ve yaşanılan gerçekleri yakından görmek istemesi hakkında konuşurken buradan sonraki rotasının Normandiya Çıkarmasının yaşandığı yere gitmek olduğunu söyledi. İşte Auschwitz II kampından birkaç görüntü..
Beni en çok etkileyen bir oda var Auschwitz'de . Bence amacına ulaşmış. Bembeyaz bir oda içinde çocuk hayallerini,  çizimlerini barındıran duvarlar. Güzel bir akustik sağlanmış bu odada sanki çevrenizde çocuklar geziyormuş gibi umutlu, büyüymemiş çocukların sesleri çınlatıyor kulaklarınızı. 


Hangi statüde,ideolojide,renkte,ırkta olursanız olun mutlaka gezilmesi gereken ve geleceğimizle köprü kurmak için ziyaret edilmesi önemli olan bir müze Auschwitz. Krakow'dan bu yazıda çok bahsedemedim, Auschwitz ağır bastı biraz , gelecek yazıda Krakow'daki Wawel Kalesi, Old Town, Rynek Główny ve bir çok yerinden bahsedeceğim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çevreyle uyumlu estetik yapılar(Hundertwasser) ve Eğlenceli Lunapark Viyana-2

Opera'dan çıktıktan sonra rasgele yürümeye başlıyoruz. Viyana'da her yerde bir müze,saray,anıt vb. görebilirsiniz. Önümüze yine Viyana'nın en önemli saraylarından birisi,Hofburg İmparatorluk Sarayı geliyor. Habsburg Hanedanlığı'nın gücü arttığında genişletildiğinden bu sarayda hemen hemen her tarzı bulabiliriz,gotik tarzdan art nouveya kadar.Günümüzde bu muazzam kompleks Viyana Ulusal Kütüphanesi,İmparatorluk Hazinesi, Müzik aletleri koleksiyonu ve silah koleksiyonundan oluşuyor.Hemen yanında İspanya Binicilik Okulu, Etnografya müzesi de bulunmaktadır. Önünde büyük bir yeşillik alan(Heldenplatz) bulunan bu saray hakkında bilgi edinirken biraz dinleniyoruz.                                  Hofburg Sarayı'ndan görüntüler Burada biraz dinlendikten sonra yeniden dolaşıyoruz. Bu kez sırada Viyana'nın ünlü renkli ressam ve mimarı Hundertwasser yapıları var. Hundertwasser ,düzensiz formları k...

Manisa-Salihli(Sardes)- Alaşehir-Sarıgöl Gezi Rehberi

Merhaba , Avrupa yazılarından sonra memleketimden de bahsetmeden olmaz dedim. Manisa ülkemizin batısında yer alan, İzmir'e yaklaşık yarım saatlik mesafede bulunan Şehzadeler Şehri diye geçen ilimiz. Ben aslında Manisa'ya oldukça uzak bir ilçesinde oturuyorum. Sultaniye çekirdeksiz üzümüyle dünyanın bir çok yerine ihraç edilen Sarıgöl :) .  SARIGÖL Sultaniye çekirdeksiz üzümü Sarıgöl,rivayetlere göre önceden bir göl imiş. Şimdi bu gölün bulunduğu yerde yerleşim yeri kurulu.İlçe merkezinde nüfusu yaklaşık 13.000 olan bu ilçemizin temel geçim kaynağı çiftçilik. Alaşehir,Sarıgöl çevresinde yetişen Sultaniye üzüm halkın birçoğuna da gündelik iş imkanı sağlamaktadır.  Eylül'de bağbozumu zamanında Sultaniye Üzüm Festivali yapılmakta, 10 yıldır yapılan bu festival panayır havasında, il ve  ilçe dışından gelen satıcıların (giyim,yiyecek,el emekleri vb.) stantları,yabancı ülkeden gelen bir grubun halk dansı ve üzüm yarışmasıyla geçen, yerel ve ünlü sanatçıları...

İbizaa !!!

Uzun süredir yazmamış olmanın verdiği rahatsızlıkla keyifle okumak üzere Akdeniz'in eğlence adası adası İbiza'nın yazısını paylaşmak istedim. Polonya'da soğuk devam ederken biz güneye inmeye karar vermiştik. Barselona'dan sonra eğlence adası İbiza'da kalmak için yola koyulduk. Adaya gitmemiz sezonun henüz başlamadığı bir aya denk gelse de plajlarda müzük,dans devam ediyordu. Mayıs ayının ilk haftası Ryanair'den aldığımız biletlerle Barselona-İbiza seyahati arası uçuşumuz sabah 9 gibi tamamlanmıştı.Hava sıcaktı, Barselona'da geçirilen dolu dolu dört günün ardından  içimde oluşan heyecan adayı keşfe çıkmak için beni uykusuzluğa itiyordu. Otel konusunda Sant-Antonio tarafını seçmek istesemde merkeze 2 km olan Playa d'en Bossa bölgesinde kalmayı tercih ettim. (https://www.booking.com/hotel/es/es-canto-bossa.tr.html?label=gen173nr-13CAEoggJCAlhYSDNiBW5vcmVmaOQBiAEBmAEouAEEyAEE2AEB6AEB;sid=2dedef1260409cbe7d78ddfc162aa1c0;dcid=2) . Ünlü Bora Bora plajına ...